Çocuk

Kardeş Kıskançlığı: Ebeveynleri Paylaşmak Zorunda Kalmak

Kıskançlık yeterli düzeyde yaşandığında doğal bir duygudur. Ancak aşırı düzeyde kıskançlık yaşayan çocuklarda davranış problemleri gözlemlenmektedir. Bu durum çocuklarda bazen kardeşine zarar verme veya kardeşini istemediğini dile getirme gibi davranışlarla ortaya çıkarken bazen hırçınlık, tepkisel davranma ve otoriteye karşı çıkma gibi davranışlarla da kendini gösterebilir. Bazı çocuklarda ise regresyon dediğimiz gelişim dönemine uygun olmayan davranışlar gözlemlenebilir. Tuvalet alışkanlığı kazanmış bir çocuğun alt ıslatmaya başlaması, parmak emmeye veya bebek gibi konuşmaya başlaması gibi durumlara örnek verilebilir. Bunun yanı sıra bazı çocuklar ebeveynlerin tepkilerinden çekindiği için kıskançlıklarını bastırabilir ve kardeşlerine aşırı sevgi gösterebilirler. Bu gibi durumda çocuğun kardeşine olan kıskançlığını anlamak zorlaşabilir, evden veya anne babadan ayrılmakta zorlanan çocuklar kardeş kıskançlığı sinyali veriyor olabilir.

Kardeş kıskançlığı, çocuk için anne ve babasının gösterdiği ilgiyi başkasıyla paylaşmak zorunda kalmakla ve anne babasının gözündeki değeri kaybetme kaygısı ile ortaya çıkar. Eğer çocuğunuzda kardeş kıskançlığı gözlemliyorsanız ona kardeşine olan sevgisini gösterebilmesi için zaman tanımalısınız. Kardeş kıskançlığı, kardeşler arası sevgili ile bağlantılı değildir, bu durum ebeveynle olan ilişkisi ile ilgilidir. Kardeşler arası çatışma ile kardeş kıskançlığının da birbirinden farklı olduğunu hatırlamak gerekir. Çatışma yaşanılması olağan ve doğal bir durumdur ancak çatışmanın sıklığı, çatışmaya olan ebeveyn müdahaleleri ve çatışmanın şiddeti kardeş kıskançlığı sinyallerini veriyor olabilir.

Ne Yapılabilir, Çözüm Yolları Nelerdir?

1- Kardeşler kendi aralarında tartışmaya başladıklarında ebeveynlerin hakemlik yapmamaları gerekir. Problemlerini kendileri çözmeleri için izin verilmelidir.

2- Problem yaşadıklarında kendi başlarına çözebileceklerine dair destekleyici cümleler kullanılmalıdır. “Yine ne oldu?”, “Sürekli kavga ediyorsunuz!” gibi cümleler yerine taraf tutmadan “eminim ki kendi aranızda çözüme ulaşacaksınız.” Gibi cümleler kullanabilirsiniz. Tartışma hala devam ediyorsa kardeşlerin duyguları ayrı ayrı yansıtılarak (örneğin, “çok uğraştığın kalenin kardeşin tarafından yıkılması seni çok öfkelendirmiş olmalı.”) çözüme kendilerinin ulaşmaları için rehber olunmalıdır. Bunun için “Bu durumda kardeşin ne yapmalı, sen yapmalısın?”, “Ne olursa kendini daha iyi hissedersin?” gibi sorular sorularak beyin fırtınası yapılabilir. Fakat çözümü sizin değil onların bulacağını unutmamalısınız.

3- Kardeşler arasında sevgiyi artıracak yorumlarda bulunulmalı, rekabet oluşturacak durumlardan ve kıyaslamalardan uzak durulmalıdır.

4- Kardeşlerin geçirebileceği birbirleriyle zaman olumlu vakit dilimleri oluşturabilirsiniz, ‘kardeş saati/kardeş günü’ gibi.

5- Büyük kardeşlere gereğinden fazla ablalık/ağabeylik sorumlulukları yüklemek çözüm değildir. “Sen büyüksün idare etmelisin.” Gibi cümleler kullanmamalısınız.

6- Her çocuk birbirinden farklı mizaca sahiptir. Her birinin yeteneği ve ilgi alanları farklıdır. Birisi daha sakinken bir diğeri daha hareketli olabilir. Ancak hiçbir mizaç kötü değildir. Çocuğun bulunduğu ortama uyum sağlamakta zorlanıyor olması ya da diğerlerine benzemiyor olması onu kötü karakterli yapmaz. Bu nedenle her ne kadar size farklı geliyor olsa da çocuğunuzu bütün davranışlarıyla kabul etmelisiniz. Olumsuz davranışlarından çok, olumlu davranışlarını görür ve onları takdir ederseniz kardeşler arasındaki rekabet azalacaktır.

Yazar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir