Neden Hep Aynı İlişki Döngüsü?
“Kendi Yaralarımıza Uygun Partneri Bulma Eğilimi”
İlişkilerde “kalbimiz kimi ister?” sorusunun çok daha derin bir cevabı var: Zihnimiz, geçmişten tanıdık gelen duyguları seçer. Bu her zaman sağlıklı bir seçim değildir; aksine çoğu zaman kendi patolojimize, yani yaralarımıza, eksiklerimize ve öğrenilmiş ilişki modellerimize uygun partnerlere yöneliriz.
“Tanıdık olan güvenli gibi gelir” EN BÜYÜK YANILSAMA

Çocuklukta öğrendiğimiz bağlanma stilleri, ebeveyn tutumları ve ilişkilerdeki ilk deneyimler bizim için normal olanı belirler. Bir birey, eleştirel bir ebeveynle büyüdüyse, yetişkin olduğunda eleştirel bir partneri reddetmek yerine ona çekilebilir. Çünkü zihni, bu tanıdık duyguyu “güvenli” gibi kodlamıştır.
Kişi, kendi duygusal ihtiyacını karşılayacak değil; o ihtiyacın eksikliğini hatırlatan birine yönelme eğilimindedir. Örneğin;
Annesi ya da babası sürekli giden-gelen, tutarsız biri olan çocuk, yetişkin olunca “ortadan kaybolan ama sonra geri dönen” insanlara çekilir.
Onu bekletir, sabreder, affeder… Çünkü çocuklukta yarım kalan cümle şöyledir:
“Belki bu kez gitmez.”
Ama gider. Kişi yine aynı acının içinde kalır.
Bilinçdışı Tekrarı Zorlar
Psikoloji literatürü bunu “yeniden canlandırma” (repetition compulsion) olarak açıklar.
Zihin, geçmişte çözemediği duyguyu benzer bir ilişkide yeniden yaşayarak çözmeye çalışır. Ama çoğu zaman bu tekrar çözümle değil yeniden incinmeyle sonuçlanır.
Peki Bu Döngü Nasıl Kırılır?
- Kendi ilişki örüntünü fark etmek
“Ben hangi özelliği olan insanlara çekiliyorum?” diye geriye bakmak gerekir.
Seçim yapanın kalp değil, travmalar olduğunu görmek
Çekim duyduğun kişinin, ihtiyaçlarından mı yoksa yaralarından mı beslendiğini ayırt etmek önemlidir.
- Sağlıklı ilişkiyi öğrenmek
Mesafeli biri çekici gelse bile, güven veren ve tutarlı kişinin aslında ihtiyaç duyulan olduğunu anlamak zaman alabilir.
- Terapide bu döngüyü yeniden düzenlemek
Bağlanma yaraları, aile örüntüleri ve tekrar eden ilişki kalıpları üzerine çalışmak döngüyü kırmanın en etkili yoludur.

